7 Eylül 2017 Perşembe

Temerrüt faizinin özellikleri nelerdir? 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'ndaki faiz sınırlamaları nelerdir? Bu sınırlamaların ticari işlere uygulanması mümkün müdür?

GİRİŞ
            Bir borcun konusu belirli veya belirlenebilir bir meblağı alacaklıya ödeme yükümlülüğü ise o zaman para borcundan bahsedilir. Özellikle karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler olmak üzere birçok borç ilişkisinin konusunu para oluşturur. Faiz borçları para borçlarından ayrı düşünülemez. Faiz; alacaklının alacağına geç kavuşması nedeniyle uğramış olduğu zarardır. Faiz borcu ancak bir hukuki ilişkiden ya da kanundan doğar. Faiz borcu anaparadan ayrı ancak anaparaya bağlı bir yan edimdir. Faiz anaparadan ayrı dava edilebilir, anaparanın zaman aşımına uğraması faizi de zaman aşımına uğratır.

I. Tememrrüt faizinin Özellikleri:

            Temerrüt; TBK’da tanımlanmamış olmakla birlikte borçlunun borçlandığı edimi hukuka aykırı olarak geç ifa etmesi olarak tanımlanır. Borcun ifasının mümkün olduğu halde ifa edilmemesi borçlunun temerrüdü için yeterlidir. Temerrüt için ayrıca kusur aranmaz.

            Borçlunun temerrüdünün şartları:

            1- Alacağın Muaccel Olması: Borçlunun temerrüdü için alacağın muaccel olması gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamana ilişkin şartı olarak alacaklının alacağını dava ve talep etme hakkını ifade eder.

            2- Borcun İfasının Mümkün Olması: Borçlunun temerrüdü için ifanın mümkün olmakla birilikte gecikmiş olması gerekir. İmkânsız bir borç için temerrüt mümkün değildir. Borcun ifası muaccel olmadan önce borç imkânsız hale gelmiş ise artık borçlunun temerrüdünden bahsedilemez. Ancak ifa temerrütten sonra imkânsız hale gelmiş ise bu temerrüt hükümlerinin uygulanmasını engellemez.(Oğuzman/Öz)

            3- İhtar:

‘’MADDE 117- Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.
            Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.’’
            Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlunun temerrüdü için genel kural muaccel olan borcun alacaklı tarafından borçluya ihtar edilmesi, bildirilmesidir. Fakat aynı kanun maddesinin 2. Fıkrası ihtara gerek olmayan halleri düzenlemiştir.  Kanun maddesinde düzenlenen ihtar koşulu emredici nitelikte olmadığından taraflar sözleşmede alacağın muaccel olması ve temerrüde düşüleceği zamanı kararlaştırabilirler.
            Kanun borçlunun temerrüde düşmesinin bir sonucu olarak alacaklının alacağına geç kavuşmasının bir sonucu olarak alacaklının alacağından mahrum kaldığı süre ile ilgili olarak temerrüt faizini düzenlemiştir. (TBK 120) Temerrüt faizinin doğması için alacaklının zarara uğraması ve borçlunun kusuru şartı aranmaz. Bu nedenle temerrüt faizi bir kusursuz sorumluluk halidir. Temerrüt faizi borcun kaynağına bakılmaksızın sadece para borçlarında uygulanır.

II- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'ndaki faiz sınırlamaları:

            TBK, bir hukuki ilişkide tarafların akdi ve temerrüt faizini sözleşmeyle belirlememeleri halinde uygulanacak faiz oranının belirlenmesini 3095 sayılı kanuna bırakmıştır.

‘’MADDE 88- Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.’’     

            TBK ‘nın yürürlükte olan mevzuat olarak atıf yaptığı kanun 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin kanundur. Bu kanundaki oran yıllık %9 dur.(01.01.2006 Bakanlar Kurulu Kararı)
            TBK 88/2 maddesine istinaden ticari olmayan işlerde faiz oranı bu maddenin öngördüğü sınıra kadar serbestçe belirlenebilir. Maddenin hükmü ‘’ yıllık faiz oranının %50 sini aşamaz’’ olduğundan 3095 sayılı kanunun 1/1 maddesi gereği yıllık %9 yasal faiz oranının %50 fazlası ile yıllık %13,5 olarak belirlenmiş ve ticari olmayan işlerde akdi faiz oranının üst sınırı bu şekilde belirlenmiştir. Bununla birlikte 3095 sayılı kanun ile Murabaha Nizamnamesi yürürlükten kaldırıldığından ticari olmayan işlerde faiz borcu anaparayı aşabilir. TBK 88/2 maddesi ile ticari olmayan işlerde ilk defa akdi faize bir sınırlama getirilmiş olup getirilen sınırlama emredici nitelikte olduğundan aksi kararlaştırılamaz. Sözleşmede belirlenen akdi faiz oranı kanunda belirtilen orandan fazla ise kanunda belirlenen faiz kısmı geçersiz olur.
            TBK uygulanacak temerrüt faizine de sınırlama getirmiştir. Buna göre uygulanacak temerrüt faizine kanuni temerrüt faizi ve akdi temerrüt faizi farklı kanuni sınırlamalar getirilmiştir.

            ‘’MADDE 120- Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
            Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
            Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.’’

            TBK 120/1 ticari olmayan işlerde kanuni temerrüt faizini düzenlemektedir. Buna göre kanuni temerrüt faiz oranı 3095 sayılı kanun ile belirtilen oran olup bu oran 01.01.2006 itibari ile yıllık %9 dur.
            TBK 120/2 ye göre yıllık akdi temerrüt faizi oranı kanuni temerrüt faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağından bu oran yıllık %18 olarak belirlenmiş olup kanun ilgili maddesi uyarınca tarafların sözleşmede belirleyecekleri akdi temerrüt faiz oranına da sınırlama getirmiştir.

            TBK 120/3 e göre akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve akdi faiz oranı da 120/1 de belirlenen (%9) faiz oranından fazla ise bu oran temerrüt faiz oranı içinde geçerlidir.

            Yasal temerrüt faiz oranı ayrıca 121. Maddede de düzenlenmiş olup bu maddeye istinaden ‘’ Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Buna aykırı olarak yapılan anlaşmalar, ceza koşulu hükümlerine tabi olur. Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.’’  Bu madde ile temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği emredici kuraldır.  Ancak; tarafların yapacakları sözleşme ile faiz ve temerrüt faizini anaparaya dönüştürebilecekleri ve anaparaya dönüşen faiz ve temerrüt faizine faiz ve temerrüt faizi yürütüleceğini kararlaştırmaları mümkündür. Bu tür sözleşmeler geçerlidir.(Oğuzman/Öz)
            Ticari olmayan işlerde anaparaya faizin eklenmesi suretiyle bulunan tutara yeniden faiz yürütülmesi şeklinde işletilen bileşik faiz yasaklanmıştır.(TBK 388/3)
           
III- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'ndaki faiz sınırlamaları ticari işlere uygulanması:

            TTK 8/1 e göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. TTK 9. Maddede yer alan ‘’Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.’’ 3095 sayılı kanuna gönderme yapmakta olup TBK ‘nın genel hüküm niteliğindeki faizi sınırlayan hükümlerine gönderme yaptığı şeklinde yorumlanmamalıdır.(Oğuzman/Öz). TTK 8 maddenin 3. Fıkrası ile tüketicileri faiz serbestîsinin dışında tutmuştur.

            Ticari işlerde uygulanacak kanuni faiz TTK madde 9’ a istinaden 3095 sayılı kanunda belirtilen faiz oranıdır. Ticari işlerde uygulanacak akdi faiz için ise ne TTK ne de 3095 sayılı kanunda bir sınırlama getirilmemiştir. Fakat TBK madde 27 ve 28 uyarınca ekonomik özgürlüğe, kişilik haklarına, ahlaka ve dürüstlük kurallarına aykırı, aşırı yararlanma veya yanılma hükümlerine göre aşırı oranda belirlenen faizin indirilmesi için dava açılabilir.

            Ticari işlerde hem akdi hem temerrüt faizinin serbestçe kararlaştırılabileceği TTK 8. Madde ile hükme bağlanmış olup ticari işler faiz sınırlamasının dışında tutulmuştur. TTK nın ticari faize ilişkin hükümleri özel hüküm niteliğinde olduğundan TBK ile getirilen faiz sınırlamaları ticari işlerde uygulanmaz.

            Taraflar faizi kararlaştırmakta serbest olmalarına rağmen faizi kararlaştırmamışlarsa 3095 sayılı kanuna göre temerrüt faizi uygulanır. Bununla birlikte 3095 sayılı kanun ticari işlerde taraflara bazı şartlarda daha yüksek orandan temerrüt faizi talep etme hakkı vermiştir. 3095 sayılı kanun madde 2/2 de ‘’ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur’’ hükmü ile ticari işlerde temerrüt faizinin bu oranlar üzerinden istenebileceği imkânı tanınmıştır.

            Ticari işlerde TBK’da yer alan faiz sınırlamaları uygulamasına yer verilmemektedir. Bununla birlikte ticari işlerde de bileşik faiz yasaklanmış ancak buna iki istisna getirilmiştir. Taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olması durumunda ya da bütün taraflar bakımından ticari iş niteliğinde bir ödünç sözleşmesi varsa bileşik faiz uygulanabilir. Ancak bu sözleşmelerde bileşik faiz kararlaştırılabilmesi için hesap dönemleri arasındaki süre en az 3 ay olmalıdır. Bu maddeye göre bileşik faiz uygulanabilmesi için tarafların tacir olması şarttır. 3095 sayılı kanun da bileşik faizle ilgili bölümde Ticaret kanunu hükümlerini saklı tuttuğundan bu iki istisnai halin şartlarının varlığı halinde ticari işlerde bileşik faiz uygulanabilir.

            TTK 8/3 ‘’ (3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır’’ hükmü ile tüketiciye karşı bileşik faiz uygulamasının hükümlerini saklı tutmuştur. TTK 8/4 ‘’ Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir.’’  hükmü ile cari hesap ve ticari ödünce dayanmayan bileşik faiz ile tüketici aleyhine işletilen bileşik faizin yok hükmünde olduğunu hükme bağlamıştır.


SONUÇ

                    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu faiz uygulamalarında ticari olmayan işlerde sınırlamalar getirmiştir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları gibi uluslar arası sözleşmelerde de belirtildiği gibi sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak zayıf olan tarafı korumak ilkedir. Borçlu, kendini borçlandırdığı işlem karşısında zayıf olan taraf olması ve ihtiyaç ve gereksinimleri sebebi ile alacaklıya nazaran zayıf tarafta olması sebebi ile alacaklının kendisine sunacağı alacaklı lehine yüksek yararlanma ve menfaat sağlayan işlemi kabul etmek zorunda kalacaktır. İşte bu gibi aşırı yararlanma ve karşı tarafın zayıflığından faydalanmayı minimize etmesi açısından 6098 sayılı TBK faiz uygulamalarına sınırlama getirmiştir. Ticari işlerde ise; Türk Ticaret Kanunu faiz uygulamalarına bir sınırlama getirmemiş ve faizin taraflar arasında serbestçe kararlaştırılabileceğini düzenlemiştir. Ancak taraflardan biri iradesinin sakat olduğu gerekçesi ile faiz indirim talebini dava edebilir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bize Yazın

Ad

E-posta *

Mesaj *